Miras Hukuku – Kayseri Avukat

MİRAS HUKUKU 15 SORU 15 CEVAP
Miras Hukuku, miras bırakanın (müteveffa) ölümü ile geride bıraktığı hak ve borçları ile hukuki ilişkilerini düzenleyen kurallar bütünüdür. Geçmişten günümüze süregelen Miras Hukukunun temeli 2709 sayılı 1982 Anayasasına dayanmaktadır. Anayasanın ikinci kısmının ikinci bölümünde yer alan Kişinin Hakları ve ödevleri başlığı altında m.35 ‘’Herkes, mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir.’’ Miras Hukukunun Anayasal dayanağını oluşturmaktadır. Ayrıca 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun üçüncü kitap bir ve ikinci kısmında yer alan m.495-682 maddeleri aralığında düzenlenmiştir. Bu çalışmamızda Miras Hukukuna dair herkesin merak ettiği konular soru-cevap şeklinde ele alınacaktır.
SORU 1 : Miras ne demektir ? Kaç tür mirasçı vardır ?
Cevap : Miras, TDK’da ‘’bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey; birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk para servet, kalıt tereke anlamındadır. Hukuki anlamda miras ise miras bırakan (müteveffa) ölümü ile geride bıraktığı maddi ve manevi hak ve borçları ile hukuki ilişkileri düzenleyen kurallar bütünüdür. 4721 sayılı Medeni Kanunda iki çeşit mirasçılık vardır.
-Kanuni Mirasçı: Miras bırakanın iradesine bağlı olmayan ve miras bırakanın ölümü üzerine doğrudan, kanundan kaynaklı hüküm ve sonuç doğuran miras hukuku statüsüdür. Buna göre kanuni mirasçılar miras bırakanın kan hısımları, alt soyu, üst soyu, evlatlık ve sağ kalan eştir.
-Atanmış Mirasçı: Miras bırakan ölmeden önce vasiyetname hazırlayarak veya miras sözleşmesi yaparak kanuni mirasçılardan başka kişileri de kendisine mirasçı tayin etmesi sonucunda vefat eden kişinin mirasından pay almayı hak eden kişiye atanmış mirasçı denir.
SORU 2 : Mirasçı olabilmenin şartları nelerdir ?
Cevap : Mirasçı olabilmek için miras bırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak ve mirastan yoksun olmamak gerekir. Mirasın açıldığı anda sağ olan mirasçı sonradan ölürse, onun miras hakkı kendi mirasçılarına kalır. Cenin, sağ doğmak koşuluyla mirasçı olabilir. Ölü doğan çocuk mirasçı olamaz. Bu nedenle, mirasçılar arasında ceninin bulunması halinde mirasın paylaşılması bekletici mesele yapılacaktır.
SORU 3:Mirasta mal paylaşımı nasıl yapılır? Mirasçıların payları nasıl belirlenir?
Cevap : 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda kan hısımlığına dayalı yasal mirasçılığın temelini zümre (derece sistemi) sisteminden almaktadır. Medeni kanunda miras bırakanın ölümü ile mirasçılar üç zümreden ( dereceden ) oluşmaktadır. Kanuni mirasçı sıfatıyla mirastan pay alabilmek için üç zümreden birinde yer almak gerekir.
-Birinci Derece Zümre: Miras bırakanın ölümü üzerine birinci derece (zümre) mirasçıları onun altsoyudur. Altsoy miras bırakanın çocukları, torunları ve bunlardan doğanların tamamını kapsar. Evlatlık da birinci dereceden (zümre) mirasçı sıfatına haizdir.
-İkinci Derece Zümre: Miras bırakanın ölümü üzerine ikinci derece (zümre) mirasçıları, miras bırakanın üst soyu yani anne ve babasıdır. Üst soy yani anne babanın mirasçı olabilmesi için birinci zümrede hiç mirasçı bulunmaması gerekir. İkinci dereceden mirasçı anne ve baba eşit miras paylarına sahiptir.
-Üçüncü Derece Zümre: Miras bırakanın ölümü üzerine üçüncü derece (zümre) mirasçıları, miras bırakanın büyük anne ve büyük babasıdır. Ancak bunların mirasçı olabilmesi için birinci ve ikinci zümrede hiç mirasçının bulunmaması gerekir. Üçünce zümre mirasçı büyük anne ve büyük baba eşit miras paylarına sahiptir.
SORU 4 : Eşin mirasçılık hakkı ve miras payları nasıl belirlenir ?
Cevap: Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre miras bırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:
-Miras bırakanın alt soyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,
-Miras bırakanın ana ve baba (ikinci) zümresiyle birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
-Miras bırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.
Örnek1: Miras bırakan M’nin geride bıraktığı eşi ve 4 çocuğu olsun. Bu durumda öncelikle eş birinci zümre ile birlikte mirasçı olduğu için mirasın ¼ üne sahip olurken, geriye kalan miras payı çocuklar arasında eşit olarak paylaşılacaktır. Bu durumda çocuklara da 3/16 şar pay düşecektir.
Eş: ¼ Ç1 :3/16 Ç2 :3/16 Ç3 :3/16 Ç4 :3/16 ¼+3/16+3/16+3/163/16=1 ( Bütün Miras )
Örnek 2: Miras bırakan M’nin geride bıraktığı eşi ve anne babası hayatta olsun. Miras bırakan M’nin çocukları olmasın. Ya da miras bırakan M’den önce ölmüş olsun. Bu durumda öncelikle eş ikinci zümre ile birlikte mirasçı olacağı için mirasın ½ sine sahip olurken geriye kalan miras anne ve baba arasında eşit olarak paylaşılacaktır. Bu durumda eşe ½ anne ve babaya ise 1/4 er pay düşecektir.
Eş : ½ Anne: 1/4 Baba: 1/4 ½ +1/4+1/4=1 (Bütün Miras )
Örnek3: Miras bırakan M geride bıraktığı eşi ve sadece büyük anne ve büyük babası hayatta olsun. Miras bırakan M’nin birinci ve ikinci zümrede kimse olmasın. Yani çocukları, anne ve babası ile kardeşlerinin tamamı de miras bırakandan ölmüş olsun. Bu durumda öncelikle eş üçüncü zümre ile birlikte mirasçı olacağı için mirasın ¾ üne sahip olurken geriye kalan miras büyük anne ve büyük baba arasında eşit olarak paylaşılacaktır. Bu durumda eşe ¾ büyük anne ve büyük babaya ise 1/8 er pay düşecektir.
Eş :3/4 Büyük Anne: 1/8 Büyük Baba: 1/8 ¾+1/8+1/8=1 (Bütün Miras )
SORU 5: Evlatlık ve altsoyunun mirasçılık hakkı ve miras payı nasıl belirlenir ?
Cevap : 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile mirasçı sıfatı, kan hısımlığı esasına dayalı zümre sistemini benimsemiştir. Bunun tek istisnası ise evlatlık ve evlatlığın alt soyudur. Türk Medeni Kanun m.500’e göre ‘’Evlatlık ve alt soyu, evlat edinene kan hısmı gibi mirasçı olurlar. Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirasçı olamazlar. ‘’ Evlat edinen ile evlatlık arasında miras tek yönlüdür. Evlatlık ve onun alt soyu evlat edinene mirasçı olurken, evlat edinen ve hısımları evlatlığa mirasçı olamazlar.
SORU 6:Devletin mirasçılığı hangi hallerde mümkündür ?
Cevap : 4721 sayılı Türk Medeni Kanun m.501 ‘’Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer.’’ Miras bırakan kanuni veya terekenin tümü için atanmış herhangi bir mirasçı bulunmaması durumunda, devlet yasal mirasçı olarak mirasın tamamına sahip olur. Devletin, diğer mirasçılardan farklı olarak, borçlardan sınırsız sorumluluğu yoktur. Medeni Kanun m.631/II’ye göre devlet, deftere yazılmış olan tereke borçlarından sınırsız ve kişisel değil, sadece miras yoluyla edindiği değerler ölçüsünde sorumludur.
SORU 7:Vasiyetname nedir ? Nasıl hazırlanır ?
Cevap : Vasiyetname miras bırakanın, ölümden sonra istek ve arzularını içeren ve mal varlığının nasıl dağıtılacağı ile ilgili hususların düzenlendiği belgelerdir. Vasiyetname miras hukuku kurallarına göre aşağıdaki şekillerde düzenlenir.
-Sözlü Vasiyetname : Miras bırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa sözlü vasiyet yoluna başvurulabilir. Bunun için miras bırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Sözlü vasiyet bu tanıklar tarafından yazıya çevrilerek Sulh Hakimine teslim edilir. Tanıkların okur yazar olma şartı vardır.
-El Yazılı Vasiyetname : Miras bırakanın, kendi el yazısıyla vasiyetnamenin yapıldığı gün, ay ve yılı göstererek son istek ve arzularının yazılmış ve imza edilmiş ölüme bağlı tasarruflarıdır. El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir.
-Resmi Yazılı Vasiyetname : Resmi vasiyetname noter, sulh hakimi veya kanunen yetkili kılınmış başkaca bir memur ile hazırlanan vasiyetnamedir. Resmi vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmi memur tarafından düzenlenir.
SORU 8: Mirastan yoksunluk sebepleri nelerdir ?
Cevap : Mirastan yoksunluk, miras bırakanın terekesinde mirasçı veya vasiyet alacaklısı olarak hak sahibi olamamak anlamına gelmektedir. Mirastan yoksunluk sebepleri kanunda sınırlı olarak sayılmıştır. Aşağıdaki kimseler, mirasçı olamayacakları gibi; ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler.
–Miras bırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler,
–Miras bırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirenler,
–Miras bırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayanlar ve engelleyenler,
–Miras bırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldıranlar veya bozanlar.
Mirastan yoksunluk, miras bırakanın affıyla ortadan kalkar.
SORU 9 : Mirastan çıkarma sebepleri nelerdir ?
Cevap : 4721 sayılı Türk Medeni Kanunda mirastan çıkarma sebepleri sayılmıştır. Buna göre;
-Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
– Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse bu durumlarda miras bırakan, saklı paylı mirasçılarını mirasçılıktan çıkarabilir.
SORU 10 : Mirasçılar miras bırakanın borçlarından sorumlu mudur ?
Cevap : Miras bırakanın borçlarından dolayı mirasçıların müteselsil ve şahsi sorumlulukları vardır. Ancak mirasçı tarafından, süresi içerisinde mirasın reddedilmesi halinde herhangi bir sorumluluğuna gidilemeyecektir.
SORU 11 : Reddi miras nedir ? Ne zaman yapılabilir ?
Cevap : Kanuni mirasçılar, mirasçı olduklarını ve miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren, vasiyetname ile atanmış mirasçılar ise miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse, miras reddedilmiş sayılır.
SORU 12 : Miras ortaklığı ne zaman sona erer ?
Cevap : Miras ortaklığının sona ermesi; mirasın paylaşılması, tereke üzerindeki elbirliğiyle hak sahipliğinin paylı hak sahipliğine ya da miras ortaklığının başka bir ortaklığa dönüştürülmesi şeklinde olur.
SORU 13 : Mirasın paylaşılması yetkili ve görevli mahkeme neresidir ?
Cevap : Medeni Kanuna göre; ‘’Miras, malvarlığının tamamı için miras bırakanın yerleşim yerinde açılır.’’ Miras bırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür. Miras davasında görevli mahkeme ise, davanın niteliğine göre değişiklik göstermekle birlikte miras bırakanın ikamet ettiği yer Sulh Hukuk Mahkemesidir.
SORU 14 : Veraset ilamı (mirasçılık belgesi ) nedir ? Nereden alınabilir ?
Cevap : Miras bırakanın ölümünden sonra geriye yasal olarak bıraktığı mirasçıları ve bu mirasçıların pay oranlarını gösteren belgeye mirasçılık belgesi veya veraset ilamı denir. Miras bırakanın mirasçılarının Sulh Hukuk Mahkemesine ve Noterliklere başvurması üzerine mirasçılık belgesi verilir. Her iki kurumdan birine başvuru yapılabilir. İş bölümü açısından tek fark vatandaşlık unsurudur. Mirasçılar arasında TC Vatandaşı olmayan kimsenin mevcut olması halinde mirasçılık belgesi sadece Sulh Hukuk Mahkemesinden alınabilir.
SORU 15 : Miras Hukukuna dayalı ( ortaklığın giderilmesi, tenkis, muris muvazaası, vasiyetnamenin iptali vs ) davaları bireysel olarak açmak mümkün müdür? Avukat ile temsil zorunlu mudur ?
Cevap : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince hukuki ihtilaflarda dava açmak ve açılan davayı takip etmek için Avukatla temsil zorunluluğu bulunmamaktadır. Fakat davanın niteliğinin doğru tespiti, görevli ve yetkili mahkemede davanın açılması, usuli işlemlerin süresinde yapılması, delillerin doğru ve zamanında dosyaya ibrazı gibi dava süresi boyunca herhangi bir hak kaybı yaşanmaması ve hakkın etkin kullanımı için alanında uzman bir miras hukuku avukatından hukuki yardım alınması önem arz etmektedir.
Web sitemizde bulunan bütün makale ve içeriklerin telif hakkı Av.Vahip KARAGÖZ’e aittir. İzinsiz bir şekilde kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması ve ticari amaçlarla kullanılması halinde her türlü hukuki ve cezai süreç başlatılacaktır.